Soğutma Kulesi Şartlandırma
Endüstride kullanılan suyun önemli bir kısmının işlevi soğutmadır. Soğuk su kaynaktır ve sıcak bir kaynaktan çıkarılacak kalorileri alır. Kalorilik değişme veya ısı transferi genellikle soğuk ve sıcak kaynak teması olmadan metalik yüzeyin üzerinde oluşur. Bu süreç için soğutma kulesi şartlandırma gereklidir.
3 çeşit soğutma devresi vardır.
- Açıkdevreler
- Yarı açık
- Kapalıdevreler
Açık Soğutma Kulesi Devreleri Şartlandırma
“Tek Geçişli” su devrelerini oluştururlar . Su çeşitli soğutma cihazlarında direkt olarak geçtikten sonra geri atılır .Bu tip devrelerde çok miktarda su kaybı olur. Bu devrelere suyun çok olduğu ve az masraflı olan eski sistemlere rastlanır.
Başlıca sorunlar nelerdir: Korozyon
Scale (Taş bağlaması) Sludge (birikintiler) Biyolojik oluşumlar. Yarı açık soğutma soğutma devrelerinde de ayrıntılı olarak incelenecek olan sorunların aynısıdır. Yalnız burada sorunlar daha hafiftir. Suyun tek geçişli olmasından dolayı kimyasal ve fiziksel özelliklerinde önemli bir değişiklik olmaz .Su konsantre olmaz. ΔT’ nin ısı farkı daha az önemlidir.
Açık devrede kullanılan su tuzluluğu düşük doğal su olursa çözülmesi gereken problem kalkokarbonik denge incelemesine bağlıdır. Bu durumda korozif bir suyun ( CO2tonörürün fonksiyonu ) olup olmadığını dengede veya scale formunda olup olmadığını tespit edebilmek için RYZNAR stabilite indeksi kullanılır.
Şartlandırma Çözeltileri
Korozyonun kontrolü ;
- pH’ ın düzenlenmesi için , RZYNAR indeksine uygun olarak bir kalevilendiricinin kullanılması.
- Filmojen etki ile korozyonunönlenmesi
İşlemdeki zorluklar işlenen suyun miktarından doğar. Çünkü fazla su kullanımı fazla miktarda kimyasal madde tüketimine yol açar . Film kalitesini korumak için şartlandırmanın devamlılığı gereklidir.
Açık devrelerde korozif koşullarda , korozyona dayanıklı bir maddenin seçilmesi ekonomik açıdan tercih edilir.
Scale oluşumunun kontrolü;
Sisteme asit ilavesi ile (genellikle sülfirik asit kullanılır) suyun pH dengesi düzenlenir ve scale formundan uzaklaşması sağlanır fakat aynı zamanda korozyona neden olacak asit fazlası da ilave edilebilir. Bu işlemin zor tarafı asit dozajının doğru ayarlanması ve stabil kalmasını sağlamaktır. Kimyasal madde dozlaması ile düşük bir konsantrasyonla suyu kararlı hale getiren ve kalsiyum karbonat birikimlerini önleyen malzemelerin kullanılmalıdır.
Birikintilerin kontrolü;
Genellikle suyun içindeki süspansiyon halindeki maddelerden meydana gelen birikinti sorunları pek önemli değildir. Çamurlu birikintiler oluşturacak kadar çok yığılmalar olduğunda dağıtıcı (dispersant) komplekslerle aralıklı işlemler yapılabilir.
Eğer su demir içeren kuyu suyu ise, 3 değerlikli demir vererek yükseltgenir ve demir hidroksit ile pas tortuları oluşur. Bu durumda bazı fosfat kompleksler veya demiri demir halinde muhafaza eden fosfonat komplekslerikullanılır.
Biolojik kontrol;
Biolojik gelişmeleri önlemek için periyodik klorlamalar uygulanır.
Yarı Açık Soğutma Kulesi Devreleri Şartlandırma
Yarı açık bir soğutma devresi, hava soğutucu üzerinde tekrar dönen su devresidir. Hava soğutucu, su-hava temasıyla suyun bir miktarının buharlaşması ile ve ısı değiştiricileri aracılığıyla gelen kaloriyi çıkarmayı sağlar. Her geçişte ısısı, değiştiriciler düzeyinde yükselir ve su kulesi düzeyinde soğur. Kulenin randımanı su hava temasının mükemmelleştirilmesindeki teknolojiye bağlıdır.
Kule tipi:
- Normal çekişli kule (Hiperbolikşekilde)
- Cebri çekişli kule – hava veren vantilatörlerle
- Hava çeken vantilatörlerle Teçhizat:
- Cinsi tahta,plastik,elyaflı çimento, çelik ,galvaniz
- Damlacıkları ayarlamasistemi
- Havanın yönlendirmesi veya bölünmesisistemi
- Damlacıklarıayırıcı
Yarı açık bir soğutma sisteminde buharlaşma ve dekonsantrasyon blöfüyle meydana gelen su kayıplarını karşılamak için her zaman bir destek (make-up) suyuvardır.
Dekonsantrasyon blöfü tortulara ve yığılmalara yol açan tuzluluğun artmasını önlemek için suyun tercihli atılışına dayanmaktadır. Reel olarak savrulma (rüzgar) kaybı dışında buharlaşma belirli bir tuzlukla desteklenen saf sudan oluşur. Bunun sonucu olarak dekonsantrasyon blöfünün kısıtladığı tuzlu bir konsantrasyon olayı ortaya çıkar.
Yarı açık devrenin özellikleri
Her devrenin belirli sayıda parametreleri vardır. Bunları koruma işlemlerine başlamadan önce bilmek gereklidir. Bu parametreler şunlardır ;
- m3olarak hacim(V)
Devredeki toplam su miktarıdır. (Sıcak su kapları,soğuk su kapları, değiştiriciler, makineler, boru tesisatı vb.)
- m3/h olarak sirkülasyon debisi(Q)
- ᵒC olarak kule giriş ve çıkış temparatür farkı (ΔT)
- Sistemdeki mevcut metalcinsleri
- m3/h olarak buharlaşma debisi(E)
Devredeki suyu soğutmak için kulede buharlaşan saf suyun debisidir. Aşağıdaki ampirik formülle hesaplanır.
E = Q /560 x ΔT Q =m3/h
ΔT = ᵒC
E =m3/h
- m3/h olarak savrulma (rüzgar) kaybı debisi(ES)
Damlacıklar halinde, soğutma kulesine giren hava akımıyla atmosfere karışan suyun debisidir. Bu suyun kimyasal kompozisyonu ile devredeki suyunki aynıdır ve blöf hesaplanmasında dikkate alınmalıdır. (ES) kule tipine göre değişmektedir.
- Normal çekişli kuleler için % 0.2 – 0.3 kadar(Q)
- Cebri çekişli kuleler için % 0.3 – 0.5 kadar(Q)
Sistemlerde bu kaybı % 0.1 – 0.15’e kadar sınırlayan rüzgar kaybı önleyici olabilir.
m3/h olarak blöf debisi (B)
Önemli birikimlere yol açan karışmış tuzların aşırı konsantrasyonunu önlemek amacıyla
devreden atılan suyun debisi.
m3/h olarak toplam blöf debisi (BT)
Rüzgar kaybından (ES), blöften (B) ve ihmal edilebilir boyutta olması gereken çeşitli su kayıplarından (kaçak kayıpları BK, çekiş kayıpları BÇvb.) oluşan debilerin toplamı
BT= ES+ B + BK+ BÇ+ ……..
BTdevredeki dekonsantrasyon blöflerinin (tercihli veya tercihsiz) toplamıdır.
m3/h olarak destek suyu (make-up) (A)
(V) hacmini muhafaza etmek için devreye ilave edilecek debidir.
A = E + BT
A = E + ES+ B + BK+ BÇ+ . . . . .
Konsantrasyon artış katsayısı ( c )
Devredeki suya karışmış tuzların konsantrasyonu ile destek suyunun konsantrasyonu arasındaki orandır. Pratik olarak bu konsantrasyon oranı klörür miktarı ile belirlenir . Çünkü bu tonörün devre içindeki miktarı ve kararlılığı kolayayarlanabilir.
Devredeki klorür miktarı / Destek suyundaki klorür miktarı
(A) ve (BT) Sabit olduklarına göre , bir devrede belirli bir konsantrasyon oranıyla ( C ) bir denge durumuna ulaşır ve destek suyuyla giren karışmış tuzların miktarına eşittir.Eğer ( S ) destek suyunun tuzluğu ise , blöfün tuzluğu ( C.S ) olur ve denklem şu şekilde yazılır.
S x A = C.S x BT Sonuç olarak C = A /BT
Konsantrasyon oranı , destek suyunun debisinin blöf suyunun debisine bölünmesine eşittir.
Çalışma süreci ( T )
Yarı açık bir devre farzedelim ve içindeki ( Cx0) konsantrasyonunda ( t0) anında bir ( x ) maddesi enjekte edelim . Destek suyu yoksa , blöf yüzünden zamanla ( Cx0)’ın azalacağı açıktır.Çalışma süreci ( T ) , ( x ) maddesinin konsantasyonunun yarıya indiği süreyle aynıdır. Şöyle bulunur;
T = 0.7 X (V / BT)
V = m3
BT= m3/ h
T = h (saat)
Konsantrasyon oranı seçimindeki önem Blöf debisi konsantrasyon oranınabağlıdır.
C = A / BT
A = E + BT
C = (E + BT ) / BT
Buradan şu önemlisonuç bulunur.
BT = E / (C – 1 )
Belirli bir devre için konsantrasyon oranı ile blöf hesaplanacak olursa , soğutma devrelerinin kazançları da görülecektir. Çünkü bu hesaplamalar büyük ölçüde su kayıplarını azaltacaktır.
Örnek : Q = 1000 m3/ h , E = 20 m3/ h , BT = 20 / (C – 1) ΔT = 11,2ᵒC
Böylece aşağıdaki tablo yapılabilir.
C | 1.05 | 1.1 | 1.2 | 1.3 | 1.5 | 1.8 | 2.0 | 2.5 | 3 | 4 | 5 |
BT(m3/h) | 400 | 200 | 100 | 66.6 | 40 | 25 | 20 | 13.3 | 10 | 6.6 | 5 |
Bu tablodan iki önemli sonuç eldeedilmektedir.
C = 1.05 ( P = 400 m3/h ) ‘ ın
C = 2.0 ( P =20m3/h) ’ e geçişi önemli ölçüde bir su tasarrufu ( 380 m3/h ) yapmayı sağlar.
C = 3 den C = 5 ‘ e geçiş yalnızca 5 m3/h kazandırır.
Korozyon ve scale -birikintisorunları konsantrasyon oranıyla arttığı için konsantrasyon oranını seçmek önemli bir olaydır.
Konsantrasyon oranı ;
— Sistemin ekonomik koşullarda işletilmesi için yeterince yüksek olmalı.
— Fakat belirli bir sınırı aşmamalıdır.
Yarı açık soğutma devrelerinde görülen sorunlar
Yarı açık bir devrenin işletme koşulları devrenin çeşitli parametreleriyle ve özellikle konsantrasyon oranın seçimine bağlı olarak belirlenir.
— Isı değişimini muhafaza etmelidirler , devrenin en önemli görevi soğutmadır.
Tesisatı mümkün olduğu kadar uzun bir süre eskimeden sağlam bir halde muhafaza etmelidirler.
— Mümkün olduğu kadar işletme masrafları kısılmalıdır. ( Su , kimyasal madde tüketimi vb )
Devrede çalışmaya başladığında işletmeci en çok rastlanan 4 tip klasik problemle karşılaşır
- Korozyon
- Taş bağlama (scale)
- Birikinti ( sludge)
- Mikroorganizmalar
Korozyon , devrenin çalışma süresi ve amortismanı ile ilgili sorunları ortaya koyar. Scale ve sludge ısı transfer verimini düşürür ve yerel korozyonlara yol açar . Mikroorganizmalar korozyonlardan ve organik çamur tortularından sorumludur.
Korozyon;
Yarı açık soğutma devrelerinde korozyon sorunları oldukça karışıktır. Çünkü nedenleri sayısızdır. Fiziksel ,kimyasal ve biyolojik etkenler araya girebilir. Bütün bu etkenlerle, yarı açık devrelerde korozyon hızıyükselir.
Oksijen konsantrasyonu
Yarı açık devrelerin suyu belirli ölçüdeoksijenlidir.Yani hersoğutma kulesinden geçişte hava-su teması suyu oksijenledoyuracaktır.
Karışmış tuzların konsantrasyonu
Yarı açık devrelerdeki suyun konsantrasyonu başta mevcut olan destek suyunun tuzluluğunu çoğaltırlar
iletkenlik büyük ölçüde yükselir ve korozyon hızını da arttırır. Ayrıca buna klorür ve sülfatların korozyon üzerindeki uyarıcı etkileride etkilenir. Bunlar aynı konsantrasyon oranıyla yarı açık devrelerde yüksek tonörlere ulaşılabilir.
— Isı
Yarı açık devrelerde en soğuk ve en sıcak yerler arasında çok ısı farkı vardır. Yüksek ısılar sıcak noktalarda korozyon hızını arttırırlar .
— Çeşitli metallerin bulunması
En önemlisi bakırın veya bakır bileşimlerinin bulunmasıdır. Bakırın korozyonu zayıf olmasına rağmen , Cu+2iyonları ortaya çıkmasına neden olur . Bunlar yumuşak çelik üzerinde birikirler ve daha sonra mikropillerle (galvanik korozyon ) önemli ölçüde yerel bir korozyona neden olurlar.
— Diferansiyel havalandırma ile tortu halinde korozyon
Tortu halinde korozyon karışmış oksijenin eşit derecede konsantre olmasından ileri gelir . (EVANS etkisi ) Oksijen konsantrasyonun zayıf olduğu tortunun olduğu metalik kısım anodik olur ve tübün delinmesine yol açar . Bu olayı destek suyunun içerdiği süspans maddelerin toplanması veya soğutma kulesindeki hava-su temasıyla kirliliklerin sisteme bulaşması açısındanönemlidir.
— Bakteri aktivesi
Bazı bakteri tipleri ( indirgen sülfatlar veya reaksiyonlarda demir kaybeden tipler gibi ) korozyona neden olur.
— Çevrenin etkisi
Yarı açık bir devrenin çevre ile etkileşimi önemlidir. Soğutma kulesinin aynı zamanda hava yıkayıcısı rolü oynadığını biliyoruz. Eğer bu hava kirlenirse , devredeki suda çevrede görülen elementlerin aynısı görülür . Yani ;
–korozif maddeler ( H2S , SO2, NH3…. )
–süspansiyon halindeki maddeler ve çamurlar ( kum , mineral ve organik tozlar )
Sonuç ;
Yarı açık soğutma devrelerinde korozyon sorunu önemli bir sorun olarak ele alınmalıdır. Yarı açık bir devrede önemli bir korozyon olup , olmadığını belirlemek için ;
- RYZNAR indeksiyle koroziviteninhesaplanması
Devrenin çalışma konularına bağlı parametreler
— Destek suyunun analizi
— Devre suyunun analizi
— Devrenin konsantrasyon artış katsayısı
— Isı
Bütün bunlar teorik doygunluğun pH’ını elde etmeye yarayacaktır. PHsabak sayesinde verilir ve devrenin çalışma pH’ ına göre indeks elde edilir. Yarı açık soğutma devreleri için gerçeğe en uygun olanı RZYNAR indeksidir.
- RZYNARĐndeksindensonraPhShesabındaolmayandiğerkorozyonfaktörlerininetkisinide ilave etmek
–Metalincinsleri — Havakirliliği
–Sürkülasyonhızı — Bakteriaktiviteleri
–Tortular –Isı
- Devre suyundaki demirmiktarı
Korozyon açısından önemli bir faktördür. Çünkü demir, devrenin çelik cidarlarının direkt olarak çözeltiye konmasından meydana gelir. Demir miktarı büyük oldukça korozyonda o derece önem taşır . (Destek suyunda mevcut demir göz önünde tutulmalıdır. ) Eğer bir devrede bulunan demir önemli bir korozyon gösterirse korozyon hızıyla konsantrasyon miktarıyla ve pH ile demirin miktarını belirtmek imkansızdır. Çünkü demir çözülmüş olur veya tortulaşır.
pH < 7.5 ise demir çözelti halindedir ve devrede 1 ppm demir olursa korozyon ihmal edilemezboyuttadır.
pH > 8.0 ise çözelti halindeki demir tortulaşır ve miktarın hiç bir anlamı yoktur.
- Devrenin iç incelemesi
Tortulaşmaların önemini görmek için demontaj , temizleme ve tamir işlemlerinden yararlanmak ve metalik yüzeylerin özellikle ısı değiştiricilerin durumunu dikkatle incelemek gereklidir. Korozyon olduğu bilinse bile önemini tespit edebilmek için devrenin iç yüzeylerini incelemek gereklidir. Mevcut korozyonun üniform bir şekilde mi yoksa yerel ve derin delikler halinde mi olduğu analiz edilerek korozyon türü tespit edilmelidir.
- Tortularınanalizleri
Tortulardaki demir oksit yüzdesiyle devrede korozyon olup , olmadığı çok iyi belirlebilir. Bu analiz özellikle pH’ı yüksek olan devrelerde kullanılır. Çünkü bunlar için çözülmüş demirin miktarı, demir tortulaştığı için önemli değildir.
- Korozyon testkuponları
Korozyonu hesaplama yöntemidir. Devrenin seçilen yerlerine önceden hazırlanmış ve tartılmış şahit korozyon test kuponları yerleştirilir. Bu kuponlar aralıklı sürelerle çıkarılıp tekrar ölçülür ve tartılır. Böylece ölçülen ağırlık kaybıyla bir devredeki korozyon hızı tespit edilebilir.
Kullanılan birimler şunlardır ;
Mikron / yıl = 10-6mm / yıl , Milipus / yıl ( MPY ) = 25 Mikron /yıl
Deney kuponları ile elde edilen korozyon hızı değerleri üniform bir korozyona aittirler , ağırlık kaybı bütün metalik yüzeye dağılmıştır. Korozyon tipinin tayini için kuponların yüzey durumu incelenmelidir.
- Korozimetre
Hem enstantane korozyon hızını , hem de çukurcuklara olan eğilimi ölçmeye yarayan aletler vardır. Bu aletler korozyon hızını devreye konan elektrotlardan geçen elektrik akımı ile ölçer
- Taş bağlama ( scale)
Scale kışır bir ısı değiştiricinin veya tesisat borularının cidarlarında suyun içinde çözelti halindeki bazı mineral tuzlarının kristalizasyonundan meydana gelen yapışkan ve sert tortuların oluşmasıdır.
Bu tuzlar çözünürlük limitini aştıktan sonra yarı açık devrenin özelliklerinden dolayı tortulaşırlar.
- Sebepleri
Yarı açık su devreleri kışır oluşumuna çok müsait olurlar. Bunun başlıca iki nedeni vardır.
— Buharlaşma ile oluşan konsantrayon artışı olayı
Açık devrede taş bağlama özelliği olmayan bir su , bir çok defa konsantre olacağı yarı açık devrede kışır oluşturabilir.
— Temparatür
Yarı açık devrelerde cidar ısısı çok yüksek olursa , bu olay çözününürlüğü temperatürle azalan tuzların ısı transfer yüzeylerinde çökmelere sebep olur.
- Birikinti ( sludge)
Biyolojik gelişmelere bağlı olarak organik veya mineral kum , kil , toz, organik kalıntılar gibi solid parçacıkların bir araya toplanmasından meydana gelen şekilsiz cisimlere birikinti (sludge) denir.
Olayın önemi devredeki suda mevcut askıda katı maddelerin miktarına bağlıdır. Fakat bu olay sadece destek suyunun kalitesine bağlı değildir. Çünkü destek suyu ne kadar temiz ve berrak olursa olsun yarı açık devrelerde soğutma kulelerinde askıda katı madde devamlı yükselir. Gayet iyi bilinir ki bir soğutma kulesi gerçek bir hava yıkayıcısı görevi görür, bir hacim sudan 500 veya 1000 hacim havageçer.
Atmosferin az veya çok tozlu olduğu ayrıca çevredeki sanayi ortamına göre bir çok kirletici ihtiva ettiğini bilmek gerekir . Bu sebeplerden dolayı yarı açık devre yapılacağı zaman yer seçimi çok önemlidir.
Askıda katı madde içeren devrelerde suyun sirkülasyon hızınınbüyük önemi vardır. Çünkü bu maddeler bilhassa geçiş hızının zayıf olduğu yerlerde birikirler. ( < 0.5 m/sn ) Yarı açık devrelerde özellikle biyolojik birikintiler ve yanlış şartlandırma programları birikinti oluşumuna neden olurlar. Birikim problemleri bir çok mahzurlarınsebebidirler.
— Termik değişim kayıpları
— Sirkülasyon debisini düşüren basınç kaybı artışları
— Pompa deliklerinin tıkanma tehlikesi
— Birikinti altı korozyonu
— Bakteriyel korozyon
- Mikroorganizmalar
- Yosunlar
Yosunlar klorofil içermeyen aşağı kriptogamlardır. Bilhassa soğutma kulelerinde oluşurlar. Çünkü burada onlara gerekli tüm faktörler mecuttur.
- Mantarlar
Mantarlar klorofil içeren aşağı kriptogamlardır. Bu onların yosunlar ile farkını belirler.Mantarlar ahşabı tahrip ederler .
— Askomisetler
Bu mantarlar çerçeve ve armatürlerin ıslak kısımlarında oluşurlar. Selülozu siyah ve jelatin görünümünde 2-3 mm kalınlığında bir kütle halinde bozarlar.
— Bazidiomisetler
Bu mantar türü ıslak olmayan nemli ortamlarda gelişir. Selülozu tahrip ederek tahtanın içine derinlemesine nüfuz ederler ve mekanik direnci azaltırlar.
- Bakteriler
Yarı açık devrelerde bir çok bakteri cinsi yaşar ve bunların mevcudiyetini önlemek çok zordur.Destek suyu ve hava, bakteriler bakımından çok zengindirler. Esas önemli nokta bu bakterilerin rahatsız edici tabakalar oluşturmasını önlemektir. Yosunlarda olduğu gibi bunların gelişmesine sebep olan bir çok faktör (hava,ışık,ısı,CO2gibi) soğutma sistemlerinde mevcuttur.
Bazı bakteri aileleri korozif etkileriyle iyi bilinen anot ve katot arasında oluşan klasik elektro kimyasal korozyon mekanizmasına katılırlar.
— Aerobik bakteriler
Oksijenli ortamda yaşarlar . Aerobik demir bakterileri anodik kutuplaşma ile elektro kimyasal korozyonu hızlandırır. 2 değerlikli demirin oksijen vasıtasıyla 3 değerlikli olmasını sağlarlar ve bu reaksiyon sonunda Fe (OH)3oluşur.
— Anaerobik bakteriler
Oksijence zayıf olan bölgelerde rastlanır. Verdikleri zarar yüzünden en çok tanınan indirgen sülfat bakterileridir. ( Desülfovibrio desülfürikan ) Katotlar tarafından üretilen moleküler hidrojeni kullanarak sülfat iyonunu indirger. ( Katodik depolarizasyon ) Bu olay korozyonu hızlandırır. Pratikte demirin üzerinde kabarcıklar görülür, bunların altı bir krater gibi oyuktur ve demirin çözündüğügörülür.
Yarı açık soğutma devrelerinin şartlandırılması
Bir suyu şartlandırmak demek, bu suyun bileşimini değiştirmeden çok küçük miktarlarda kimyasal maddeler ilave ederek durumunu radikal olarak değiştirmektir. Bu kimyasal maddelere inhibitör adı verilir.
Soğutma suyu sistemlerinde suyun getirmekte olduğu problemleri özetle yukarıda inceledik. Bugüne kadar bu problemlerin önlenmesi amacıyla pek çok kimyasal şartlandırma programı geliştirilmiştir. Genel olarak bu şartlandırma programları iki farklı yaklaşım gösterirler.
- Kışır çözünmüş katı konsantrasyonunun çözünürlük sınırını aşması halinde tuzların kristalleşmesi ile oluşmaktadır. Bu kristalleşmeyi önlemek amacıyla suyun RYZNAR stabilite indeksi 7.0 – 7.5 aralığına (korozif eğilimli) ve pH değeri 6.0 – 7.0 aralığına ayarlanır. Böylece kışır oluşturabilecek tuzlar çözünür halde tutularak çökmesi önlenir. Bu durumda suyun karakteri korozif özelliktedir ve metal yüzeyler temizdir. Bu yüzeyleri korozyondan korumak için de bir korozyon inhibitörü kullanılmalıdır. Bu tür şartlandırma programında korozyon inhibitörünün çok etkili olması gereklidir. Bu da ancak kromatlar ile sağlanabilir. Ancak günümüz teknolojisinde ve sistemlerin çevre ile olan etkileşimleri nedeniyle kromat kullanımı terk edilmiştir. Çünkü kromat bileşikleri aşırı zehirli ve arıtımı güç olan bileşiklerdir. Ayrıca kromat bileşiklerinin çeşitli özellikleri nedeni ile max. koruma için sistemin çok iyi kontrolü ve takibi gerekir.
- Genellikle organik inhibitörlerin kullanıldığı bu ikinci şartlandırma programında suyun yapısı yukarıdaki programın tam tersidir. Suyun RYZNAR stabilite indeksi 5.5 – 6.5 ve pH alt sınırı 7.1’de (üst sınır olmaması uygulama avantajıdır.) tutularak su daha az saldırgan ve kışır yapıcı hale gelir, korozif özelliği min. indirilir. Kullanılan korozyon inhibitörleri ile de korozyon tamamen durdurulur. Isı transfer yüzeyleri kristal büyüme modifiyanları, dağıtıcılar (dispersantlar) ve ayırıcılar olarak etki gösteren bir takım kimyasalların suya eklenmesi ile temiz tutulmuş olur. Kabul edilebilir korozyon hızı max. 2.0 MPY’dir. Bu şartlandırma programı suyun kendi pH’ını aradığı yüksek pH’lı programlar diye de adlandırılır. Sistemde asit ilavesi minimuma iner, tuzluluk indeksi problemi yoktur ve kışırın önlenmesi yanında sistemde mevcut kışır birikimide bu sistemle ve doğru dispersantlarla dağıtılabilir. Çevre ve insan sağlığı üzerinde zararlı etkileri yoktur. Biodegradable (Biyolojik olarak parçalanabilen) ürünlerdir. Bu üstünlükleri ve ekonomik olmaları nedeniyle günümüz teknolojisinde tercih edilen programolmuşlardır.
Sonuç olarak görüldüğü gibi tüm sistemlerde ne tür şartlandırma yapılırsa yapılsın, öncelikle RYZNAR stabilite indeksi ile su karakterinin istenen aralıkta tutulması gereklidir. Ancak bundan sonra kullanılacak olan kimyasal katkıdan max. verim sağlanabilecektir. Bu ise ; tablodan da anlaşılabileceği gibi,
1- Verilen max. katsayı artışına göre sistemde yapılacak blöfle, 2- Sistem pH değerinin istenen aralıkta tutulması ilesağlanabilir.
Kapalı Soğutma Kulesi Devreleri Şartlandırma
Kapalı bir devre devri daimli bir devre olup , içindeki su sadece kalori transferine yarar. Kapalı devrede su hiç bir buharlaşmaya , hiç bir konsantrasyon değişmesine maruz kalmaz. Bu yüzden konsantrasyonu ayarlamak için blöf de yapılmaz . Teorik olarak ihmal edilebilir boyutta destek suyuna ihtiyaç vardır. Su ilaveleri, genellikle, kaçak problemlerinden , kontrol harici su almalardan , tamirat vs den ileri gelen eksilmelerden olur.Kapalı bir devrede daha ziyade kaliteli ve şartlandırılmış su gerekir. Bu tip işletmelerde hiç bir korozyon ve taş teşekkülüistenmez.
Korozyon
Kapalı bir devrenin suyu oksijenle devamlı olarak doymuş durumda olmadığından korozyon probleminin küçük olduğu düşünülebilir. Uygulamada oksijen sık ve hafif miktarda olduğu için en sıcak noktalarda derinlemesine oyuklar halinde korozyon olur. ( Pitting ) Ayrıca kapalı devrelerde farklı metallerin sebep olduğu galvanik korozyona da rastlanır.
Kışır oluşumu
Teorik olarak devrenin suyu buharlaşma ile konsantre olmazsa ve destek suyu miktarı az olursa kışır oluşumu nispeten önemli değildir. Kapalı devrelerde eğer destek suyu miktarı önemli ise kışır olayı pek ihmal edilemez. Kalsiyum ve magnezyum bazlı taşların oluşumunu önlemek için destek suyu mutlaka tasfiye edilmeli ve kimyasal şartlandırma yapılmalıdır.